Sık Sorulan Sorular

Kekemelik nedir?

Kekemelik konuşma akıcılığında sesli veya sessiz duraksamalardan (‘—–bloklar’), sözcük birimlerinin (ses veya hecelerin) tekrarlanmasından (örne˘in: g‘s-s-s-sog˘uk’) veya uzatılmasından (örneg˘in:‘sssssıcak’) oluşan bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik genellikle aşırı zorlanmalar, göze batıcı (kafa, kol hareketleri veya bedensel) gerginlikleri içerir. Kekemeler kekeledikleri anda ne söylemek istediklerini çok iyi bilirler fakat kelimeleri sorunsuz çıkaramazlar. Konuşurken konuşma organları üzerindeki kontrolü kaybederler. Her kekeleyen değişik kekeler. Kekemeliğin derecesi kişiye, konuya, konuşulacak kelimeye, duygusal veya bedensel duruma göre oldukça değişebilir.

Kekelemek kekeleyen bireyin yaşamını nasıl etkiler?

Birçok kekeleyen insan kekeleyeceğini tahmin ettiği kelime veya durumlardan kaçınır. Basit günlük olaylar örneğin bir biletin alımı onlar için büyük sorun yaratır. Kekemelikten korku ve kekemelikten kaçınma isteği kişinin tüm yaşamına hakim olabilir. Meslek yaşamı, arkadaş ve hobbi seçimi  gerçek ilgi ve ihtiyaçlara göre değil‚ ‘az mı çok mu konuşmam gerekir’ diye seçilir. Alay veya reddetme, acıma veya utanma duyguları gibi toplumun kekemeliğekarşı gösterdiği olumsuz tepkiler, kekeleyen insanın toplumdan geri çekilmesine neden olabilir.

Kekemelik kaç yaşında başlar ve toplumda dağılımı nasıldır?

Kekemelik genellikle çocuk bir süre akıcı konuştuktan sonra gözle görülen bir neden olmadan 2 ila 5 yaşları arasında gelişir fakat istisnai durumlarda daha geç başladığı da görülür. Çocukların %5inde kalıcı bir kekemelik gelişir. Bu çocukların 4’te 5’i ergenlik çağına kadar yeniden akıcılaşır. Maalesef hangi çocuklarda geçici bir kekemeliğin oluşacağı daha önce bilinemez. Yetişkinlerin %1’nin kekelediği tahmin ediliyor. Bu Türkiye için 800.000’den fazla yetişkinin kekelediği anlamına gelir. Yetişkinlerin kekemeliği genellikle kalıcıdır. Kekemelik erkek çocuklarında kız çocuklarına nazaran ortalama iki kat daha fazla gelişir. Kız çocuklarında kekemelik genellikle geçicidir. Kekeleyen erkek çocuklarında bu oran 5:1 kadar yükselir (5 erkek çocuğuna 1 kız çocuğu düşer).

Kekemelik her kültürde görülür ve 4000 yıllık yazılarda bile kekeleyen insanlardan bahsedilir.

Not: Çok nadir olarak yetişkinlerde birdenbire başlayan türler de vardır. Bunlar genellikle nörolojik bozukluklar veya duygusal travmalar
sonucu çıkabilir.

Kekemeliğin nedeni psikolojik midir?

Hayır psikolojik değildir. Kekeleyen çocuklar ve onların velileri kişiliklerinde ve birbirleriyle iletişimde toplumun diğer kişilerinden farklı değillerdir.
Tipik bir kekeme kişiliği ve kekemelere özgün aile ortamı tespit edilmemiştir. Kekeleyen kişiler, kekemeliklerinden dolayı diğer insanlardan daha sinirli, korkak veya çekingen değillerdir. Kekeleyen kişiler kekeledikleri için daha az zeki veya yetenekli değillerdir. Ne yazık ki belirtilen önyargılar toplumda halen çok yaygındır. Kekemelik sadece bir konuşma akıcılığı bozukluğudur, ancak ilgili kişinin duygusal durumu ile kekemeliği birbirlerini büyük ölçüde etkileyebilir.

Kekemelik kalıtımsal mıdır ?

Kekeleyen insanların ailelerinde kekelemeyenlere nazaran üç kat daha fazla kekemelik görülür Kekeleyen kadınların çocuklarında, kekeleyen erkeklerin çocuklarına göre kekeleme daha sık görülür. İkiz araştırmalarında aynı genlere sahip olan tek yumurta ikizlerde (çift yumurta ikizlerine göre) daha sık ikisinin de kekelediği görülür. Bütün bunlar kalıtımın kekemeliğin ortaya çıkmasında bir rol oynadığını gösterir.

Kekeleyen ve kekelemeyen insanlar arasında fark var mıdır?

Kekeleyen ve kekelemeyen kişiler genel olarak kişilik ve zeka açısından birbirlerinden farklı değillerdir. Bedensel olarak da örneğin ses telleri ve dil yapıları açısından farklılık göstermezler. Beyinde konuşmanın motorik yönetiminde kekeleyenlerle
kekelemeyenler arasında farklılıklar görülmüştür.

Kekemeliğin nedenleri nelerdir?

Konunun uzmanı olmayanlar kekeleyen çocuklar konuşabildiklerinden daha çabuk düşündükleri için ya da kekeleyen bir insanı taklit ettikleri için, daha sinirli oldukları için veya daha fazla ilgi çektikleri için, dillerinin daha yavaş döndüğünden dolayı konuşmalarının akıcı olmadığını tahmin ederler. Bu görüşler doğru değildir. Kekeleyen insanların kekelemeye genetik olarak yatkın oldukları düşünülür. Kekemelik çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, dil ve konuşma açısından çok çabuk geliştiği bir dönemde ortaya çıkar. Neden ve niçin bazı çocuklarda bu dönemde kekemeliğin ortaya çıktığı bilinmemektedir. Kekemeliğin gelişiminde duygusal, bedensel veya sosyal nedenlerin önemli rol oynadığı tahmin edilmektedir. Kekemeliğin daha ileri gelişmesinde konuşmada artan gerginlik, çocuğun kekemelikten kaçınmasına neden olur. Bu bağlamda konuşmaya karşı olumsuz duygular ve tavırlar ortaya çıkabilir. Korku ve kaçınma, konuşmada gerginlik ve sürekliengellenme sonucunda oluşan kısırdöngü, kekemeliğin ayakta kalmasına veya daha da artmasına yol açar. Kekemelik bu süreç içinde otomatikleşir ve devam ettiği süreye bağlı olarak değiştirilip düzeltilmesi de zorlaşır.

Neden kekeleyenler ara sıra akıcı konusabilirler?

Kekeleyenler şarkı söylerken, fısıldarken, koro halinde konuşurken ya da, seslerini örneğin daha yüksek veya alçak algılamalarını veya geç işitmelerini sağlayan cihazlar kullandıklarında daha akıcı konusabilirler. Diğer durumlarda örneğin telefon konuşması yaparken veya belirli kişilerle konuşurken kekemelik çoğalabilir.

Bu değişik durumlar kişinin özel konumuyla ve tecrübesiyle ilgili olabilir, diğer bahsedilen durum ise daha çok kekemeliğin beyinde işlenmesiyle ilgili olduğu tahmin edilmektedir. (Konuşma ve şarkı söyleme beynin ayrı lobları tarafından yönetilir.)
Kekemeliğin derecesi genellikle küçük çoçuklarla konuşurken, evcil hayvanlarla ilgilenirken veya kendi kendine kounuşurken hafifler. Yani kekemelik iletişimde baskı yoğunlaştıkça fazlalaşır.

Çocuklarda kekemelik dönem dönem kendini gösterir. Yoğun bir kekemeliğin baş gösterdiği bir dönemden sonra çocuğun akıcı konuştuğu bir dönem gelebilir. Bir bakarsınız kekemelik yok olmuştur, çocuk çok akıcı konuşur, bir bakarsınız kekemelik çoğalmıştır. Bunun nedeni her zaman anlaşılmaz. Bunların yanı sıra kekemelik zorlanmalarda, yorgunlukta ve heyecanla çoğalır.

Çocuğum Kekeliyor mu?

Hemen hemen her çocukta akıcı olmayan konuşma türüne rastlanır. Çok heceli sözcüklerinveya cümle parçalarının tekrarlanması, konuşmayı cümle içinde kesmesi veya ara vermesi gibi normal saydığımız konuşma aksaklıkları görülebilir. Veliler genellikle haklı olarak kekemeliğin belirtisi olan bloklarda, duraksamalarda uzatma ve hece tekrarlamalarında tasalanırlar. Bu aksaklıklar (akıcı olmayan belirtiler) normal bir konuşma gelişimine ait değildir. Bu belirtiler gerçek konuşma bozukluğudur. Normal olarak tanımladığımız konuşma akıcılığı örneğin çocuğun ‘ben-ben-ben topu istiyorum’ demesidir, fakat ‘b-b-b-ben topu istiyorum’ dediğinde kekemelik kendini gösterir.

Çocuk gözle görülür şekilde kelimeleri söylemede/ çıkarmada zorlanır, nefesi kesilirse, kelime/sözcük veya sesleri söylemekten çekinirse hatta konuşmaktan korkmaya başlarsa o zaman kekemelikten bahsederiz.

Anne-babalar (veliler) kekemeliğe sebep olabilirler mi?

Bu konuda hiç bir kanıt yoktur. Kekemelik üç etkenin birleşiminden oluşur: kekemeliğe karşı irsi yatkınlık, kekemeliğe yol açan neden ve onun devamını sağlayan, gelişmesinde etkili olan durum.
Yani kekemeliğin ortaya çıkmasının sadece bir nedeni yoktur. Birçok etken kekemeliğin oluşmasını etkiler. Kalıtımsallığın önemli bir rol oynadığı tahmin edilir. Kekemeliğin ortaya çıkmasında velilerde kesinlikle suç aranamaz. Ama onlar anne-baba olarak kekeleyen çocuklarına yardımcı olabilirler.

Çocuğum kekelemeye başladığında ne yapabilirim?

Çocuğunuzun kekelediğini fark ettiğiniz ve endişelenmeye başladığınız anda mutlaka bir uzmana danışmalısınız. Kekemelik dalında tecrübesi olan bir uzmana başvurarak kekemelik tehşisi yaptırın ve uzmanın görüşünü alın. Çocuğunuzu muayene
edilmesi için mutlaka yanınızda götürün. Bunun yanı sıra sizinle kekemeliğin belirtileri ve çocuğun tepkisi hakkında görüşülmesi gerekmektedir.
Eğer çocuğunuz kekeliyorsa aşırı telaşa kapılmamaya çalışın, fakat uzun zaman kekemelik  geçer diye umutlanıp beklemeniz de tavsiye edilmez. Çocuğunuz konuşurken kendini zorluyorsa veya konuşmasından dolayı hayal kırıklığına uğruyorsa mutlaka kekemeliğin tehşisi yapılmalıdır. Tabii ki endişeleniyor ve ne yapacağınızı, nasıl davranacağınızı bilmiyorsanız da bir uzmana danışmanız yararlı olur. Kekemelik tedavisinde çocuğunuzun yaşı önemli değildir. Kekemeliğin muayenesi tedavinin gerekli olup olmadığı konusunda karar verilmesine yardımcı olur.

Siz de çocuğunuza yardımcı olabilirsiniz. Kekemelik kötü bir alışkanlık olmadığı gibi çocuğunuzun kontrolü dışındadır. Çocuğunuzun takılmalarını düzeltmeyin. Onun size ‘nasıl’ değil de ‘ne’ demek istediğini anlamaya çalışın. Onu zorlamayın, sözcük
ve tümcelerini tamamlamayın. Kendiniz sakin olup yavaş konuşmaya çalışın. Çocuğunuza anlayış gösterin ve üzüldüğünde onu teselli edin. Kekemelik hakkında bilgi edinin ve çevrenizdeki insanlara, çocuğunuza karşı nasıl davranmaları gerektiğini
anlatın.

Kısaca

Çocuğunuzla konuşurken…

  1. Çocuğunuzla sakin, acele etmeden ve birçok ara ara duraksamalarla konuşun. Çocuğunuz konuşmasını bitirdikten sonra siz konuşmaya başlamadan önce birkaç saniye duraksayın. Bu davranışınız çocuğunuza yapacağınız “Yavaş konuş.”, “Tekrar dene.” gibi eleştirilerden çok daha faydalı olacaktır.
  2. Çocuğunuza sorduğunuz soruların sayısını azaltın. Soru sormak yerine, çocuğunuzun söyledikleri hakkında basit yorumlar yapın.
  3. Çocuğunuzla konuşurken yüz mimiklerini ve diğer beden işaretlerinizi kullanın. Bu çocuğunuzun nasıl konuştuğuna değil, ne konuştuğuna odaklandığınızı gösterir.
  4. Çocuğunuza her gün ilginizin bölünmediği, düzenli, bir zaman ayırın. Bu sessiz ve sakin zaman çocuğunuz için bir güven inşa edecektir.
  5. Tüm aile üyelerinizi ve çocuğunuzun iletişimde olduğu kişileri dinleme, konuşma ve söz alma konusunda eğitin. Çocuğunuzun sözlerinin az bölünmesi daha az kekelemeye yol açar.
  6. Çocuğunuzla nasıl etkileşime girdiğinizi gözlemleyin.  Çocuğunuza konuşması ve dinlemesi için verdiğiniz zamanı artırın. Ona konuşması sırasında süre problemi olmadığını hissettirin.
  7. Yukarıdaki  tüm tavsiyelere ek olarak, çocuğunuzu  olduğu gibi kabul ettiğinizi ona hissettirin.  Kekelesin ya da kekelemesin ona verebileceğiniz en büyük destek bu olacaktır.  Çocuğunuzun kekelerken özgür olmasını sağlayın.

Çocuğumla kekemelik hakkında konuşabilir miyim?

Eskiden çocuklarla kekemelik hakkında konuşulması tavsiye edilmezdi. Bunun nedeni de çocuğun kekemeliğini farketme korkusu ve dolayısıyla kekemeliğin artmasından şüphelenilirdi. Ancak çok küçük çocuklar bile konuşurken akıcı olmadıklarını fark ederler. Çocuk kekemeliğinden dolayı utanabilir, kendisini çaresiz hissedebilir. Kekemeliğin tabulaştırılmasına bir neden yoktur. Kekemelik konusu üzerinde konuşulması yasak olan bir sır gibi ele alınırsa çocuk kekemeliğinden dolayı utanması gerektiğini düşünür. Bu da kekemeliği yoğunlaştırabilir.

Çocuğunuzla kekemelik hakkında konuşun, üzüldüğünü fark ederseniz onu teselli edin. ‘Evet konuşman şu an seni biraz zorluyor’ ya da ‘dilin senin istediğini yapmadı değil mi?’ diye onun sıkıntısını paylaşın. Eğer çocuğunuz çok küçükse ve ‘kekemelik’ sözcüğünü henüz anlayamazsa o zaman kekemeliği tarif ederek konuşmasının ara sıra takıldığını, ‘tökezlediğini’ ve bazen de ‘duraksadığını’ anlatabilirsiniz.

Çocuğumun tedaviye ihtiyacı var mı?

Kekelediği tespit edilen her çocuğun tedaviye ihtiyacı olmayabilir. Genellikle velileri bir uzmana yönlendirmek yeterli olabilir. Eğer veliler çok endişeleniyorlarsa ve kendilerini suçluyorlarsa danışmanlık kendilerini rahatlatabilir. Uzmandan kekemelik hakkında bilgi edinirler. Çocuklarına karşı nasıl davranılacağını öğrenirler ve onun akıcı konuşmasını nasıl destekleyebilecekleri hakkında bilgilendirilirler. Ve nihayet çocuğun kekelemesinde tedavi gerektirecek değişiklikleri izlemeyi öğrenirler. Bunun yanı sıra kekemeliğin değişik durumlarını gözlemleyebilirler ki çocuğun tedaviye gereksinim olup olmadığı hakkında karar verebilsinler.

Tedavinin gerekli olduğu durumlar şunlardır: Eğer çocuk konuşurken çok zorlanırsa, kekemeliğini engellemek için kendini zorluyorsa (kelimenin çıkması için örneğin kollarını ve kafasını hareket ettiriyorsa), kekemelikten kaçınıyorsa, bazı kelimelerde kekeleyeceğini fark edip o kelimeleri başka kelimelerle değiştiriyorsa ve her türlü konuşma ortamından kaçınıyorsa, çocuk mutlaka tedavi görmelidir. Bunlar, yeni başlayan kekemeliğe karşı gösterilen tepkiler olup kekemeliğin ilerlediğini göstermektedir. Tedavi sırasında bu ilerleme durdurulmaya, hatta geri çevrilmeye çalışılmaktadır.

Çocuklara yönelik ne gibi tedavi yöntemleri vardır ?

Kekemelik tedavisi 2-3 yaşları arasında da başarılı olabilir. Hiç bir uzman kekemeliğin nasıl gelişeceğini önceden söyleyemez. Bu nedenle güvenilir tedaviler kekemeliğin tamamen ortadan kalkabileceğini garanti edemez. Fakat erken tedavi edilen çocuklar konuşurken daha az güç sarf etmeyi öğrenirler hatta kekemelikten tamamen kurtulabilirler. Eğer kekemelik kalıcıysa tedavinin amacı, çocuğa kekelemeyle nasıl baş edebileceğini öğretmek ve böylece gelişiminde olumsuz etkileri önlemektir. Kekemelik tedavisinin mutlaka veli danışmanlığını da kapsaması gerekmektedir. Bu danışmanlıklarda veliler bilgilendirilip çocuğun kekemeliğine nasıl yaklaşmaları gerektiğini öğrenirler. Çocuklarda uygulanan tedaviler her zaman oyun oynayarak ve yaşa uygun bir biçimde yapılır.

Tedavide ya kekemelik dolaylı yollardan işlenir; örneğin kekemeliği olumlu etkileyebilecek alanlardan başlanır, ağız dil hareketleri, kelime hazinesini genişletici veya söz dizimi hatalarını düzeltici çalışmalar, gerekirse aile içi iletişim alışkanlıkları çocuğun akıcı konuşmasını kolaylaştırıcı bir biçimde Tedavide ya kekemelik dolaylı yollardan işlenir; örneğin kekemeliği olumlu etkileyebilecek alanlardan başlanır, ağız dil hareketleri, kelime hazinesini genişletici veya söz dizimi hatalarını düzeltici çalışmalar, gerekirse aile içi iletişim alışkanlıkları çocuğun akıcı konuşmasını kolaylaştırıcı bir biçimde değiştirilebilir. Ya da tedavide doğrudan konuşma ve kekemelikle ilgili çalışmalar yapılır. Bu alanda değişik yöntemler uygulanır: Çocuklar yorucu kekemeliğin yerine daha hafif konuşup kendilerine güvenerek iletişim kurmayı öğrenirler. Ya da konuşmalarını kontrol etmeyi yani kekemeliği azaltmayı öğrenebilirler. Diğer tedavi yöntemleri davranış tedavisinde kullanılan ve kekeleyen çocukların akıcı konuşma süreçlerini güçlendiren yöntemlerdir.

Birçok durumda dolaylı yöntemlerle doğrudan yöntemler birlikte uygulanır. Kekemelik konusunda uzman kişiye danışarak tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinin ve uzmanla birlikte, çocuğunuzun yaşını da gözeterek hangi yöntemin uygun olacağına karar verin.

Hangi tedavi olanakları yetişkin kekemelere yöneliktir?

Genç ve yetişkin kekemelere yönelik birçok tedavi yöntemi bulunmaktadır:  Tedavilerde iki ana yön bulunmaktadır: (1)‘Fluency shaping’ daha çok konuşmayı akıcı hale getirmeyi amaç edinen, kekemelik şeklini değiştiren bir yöntemdir. Konuşma ilk önce tanınamayacak şekilde değiştirilir. Sese giriş yumuşatılır, sesli harfler (vokaller) uzatılır. Konuşma hareketleri çok düşük  kas gerilimleriyle yapılır, nefes alıp verme kontrol edilir. Gittikçe bu konuşma türü doğal bir konuşma üslubuna uyarlanır. Konuşma tekniği zamanla otomatikleşse bile konuşmanın sürekli kontrol altında kalması şarttır.

(2)Kekeme tedavilerinde kullanılan ikinci yöntem ise kekemeliğin ortaya çıkmasında daha iyi tepki gösterilmesini amaçlayan ‘Kekemelikten Kaçınmama’ yöntemidir. Kekemelikten kaçınmak veya yorucu konuşmak yerine kekemeliğin ortaya çıktığı veya çıkabileceği kelimelerde konuşma teknikleri kullanılır. Bu durumda ya kekemelik engellenir ya da kontrol edilir ve hafifletilir. Bunun ön koşulu ilk önce korkuları ve kekemeliğe karşı olumsuz düşünceleri kaldırmaktır. Sadece bu uygulamayla bile birçok kişide kekemeliğin ciddi düzeyde azaldığı görülmektedir. Ancak bilinmelidir ki her iki yöntem de kekemeliği tamamen ortadan kaldıramaz.

Her tedavi yöntemi her kekeleyene yardımcı olacak diye bir kural yoktur,  yöntemlerin uygunluğu kişiye göre değişebilir. Hipnoz, akupunktur, rahatlama çalışmaları, yardımcı teknik cihazlar ve psikoterapi gibi yöntemler kimi zaman sunulan tedavi olanaklarından bazılarıdır. Ancak bu yöntemlerde sadece kısa vadeli başarıların elde edildiği bilimsel araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. Eğer kekemelik, ilgili kişiyi panik ve kendini dışlayıcı davranışlara sürüklerse psikolojik danışmanlık da konuşma tedavisine destekleyici olabilir.

Hangi kekemelik tedavileri ciddi ve güvenilirdir?

Kekemelere yönelik ciddi ve güvenilir tedavi olanakları, ciddi olamayan tedavi imkanlarından şu konularda farklılıklar içerir:

  • tamamen iyileşmeyi garanti etmez, söz vermez, bu nedenle “Kekemeliğe X günde son!” gibi salt melodik konuşma şeklini uygulayan sözde tedavi merkezleri size bilimsel yaklaşımlar sunamaz.
  • tedavi süresinin yeteri kadar uzun olması
  • tedavi içeriğinin sadece tedavi odasında değil, günlük yaşamda da denenmesini öngörür
  • alıştırmaların günlük yaşama da aktarılmasına önem verir
  • tedavi bittikten sonra uzun vadeli programı sunar
  • tedavi sonrası kötüleşme/ gerileme görülürse ek tedavi seansları sunar
  • İlaçlar kekemeliği iyileştirir mi?

Kekemeliği tedavi edebilecek bir ilaç daha bulunamamıştır. Bazı ilaçlar alındıkları sürece kekemeliği azaltabilirler. Kasları gevşetici ilaçların yararı olduğu görülürse de, korkuya karşı alınan ilaçların yararı yoktur. İlaçlar bırakıldığında kekemelik genellikle aynı derecede geri gelir. Özellikleuzun vadeli alınan ilaçların yarardan çok zarar vereceği hesaba katılmalıdır.

Kekemelik tedavileri ne kadar başarılıdır?

Çocukluk döneminde başlayan kekemelik çoğunlukla kendi kendine en geç ergenlik döneminde geçer. Fakat şimdiye kadar hangi çocuklarda ve hangi yöntemlerle kekemeliğin geçeceği bilinmemektedir. Uzmanların ortak olduğu düşünce tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar yararlı olacağıdır.

Kekeleyen yetişkinler iyi bir iletişim kurabilecekderecede konuşmalarını akıcılaştırabilirler yani konuşmalarını kontrol altına alabilirler. Ancak bu birçoğu için yaşam boyu sürekli çalışma gerektiren bir süreçtir.
Her tedavi yönteminde de gerileme, hatta tedaviöncesi duruma gelme görülebilir. Hiç bir tedavi yönteminin kesin üstünlüğü yoktur.

Kekemelik okulda sorun yaratırsa ne yapılması gereklidir?

Okul, kekeleyen çocuk ve gençler için çok zor  bir dönemdir. Alay etmeler, dışlayıcı davranışlar maalesef öğrenciler arasında tipik problemlerdir. Kekeleyen öğrenciler konuşma özürlerinin sözlü notlamalarda yeteri kadar göz önüne alınmaması halinde mağdur duruma düşerler. Öğretmenler genellikle kekemeliğin hukuksal bir özür olarak kabul edildiğini bilmemektedirler. Örneğin kekeleyen öğrenciye sözlü sınavlarda daha fazla vakit sunulabilir veya alternatif sınav hakları tanınabilir.

Dinleyiciler kekemeyle konuşurken nasıl davranmalıdırlar?

Gayet normal davranın ve iletişim için karşınızdaki kişinin yüzüne bakın. Kekeleyen insanların sözünü kesmeyin ve kelimelerini tamamlamayın. Bu onları aşağılayabilir. ‘Sakin ol’ veya ‘derin nefes al’ gibi teselli edici öneriler yapmayın. Bunlarla yardımcı
olamazsınız. Mutlaka rahat bir şekilde karşı­nızdaki insanın konuşmasını bitirmesini beklemek durumu sakinleştirir. Biraz sabırlı olmanız yeterlidir.

Kekemeler iş görüşmelerinde nasıl davranmalıdırlar?

Kekemelik karşıdaki insanı şaşırtıyorsa veya kekemeliği konu etmeye cesareti yoksa en iyisi kekemelik hakkında açık açık konuşmaktır. Bu gergin durumu rahatlatır. Hem işinizin hem de kekemeliğinizin üstesinden geleceğinizi, kekelemeliğinize rağmen iyi bir iletişimci olduğunuzu belirtin.

Kekeleyen insanlarla nasıl temasa geçebilirim?

Kekemeler Derneği’ni sosyal medya hesapları üzerinden takip ederek yalnız olmadığını görebilir ve özyardım toplantılarımıza katılabilirsin.

 

*Bu sorular Dr. Ulrich Natke tarafından derlenmis˛ Figen Schultz-Ünsal ve Petra Wurzel-Sasmaz tarafından tercüme edilmistir. Kekemeler Derneği tarafından kısaltılarak kekemelerin ilgisine sunulmuştur.